Side Tarihi
Antalya’ya bağlı Manavgat ilçesinde yer alan Side, il merkezine yaklaşık 75 kilometre uzaklıktadır. Bölgedeki ilk yerleşimlerin Hititler dönemine kadar uzandığı bilinmektedir. Bununla birlikte M.Ö. 7. yüzyıldan önceye dayanan bölge, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. M.Ö. 7. yüzyılda Yunanlıların egemenliğine giren Side, ilerleyen süreçte Lidya, ve Persler tarafından da uzun bir süre hakimiyet altına alınmıştır. Bu nedenle Side, tarihi yapılar açısından oldukça zengin bir bölgedir.
Side yarımadası sınırları içerisinde yer alan Side Antik Kenti, belde merkezine oldukça yakın bir konumdadır. Antik kente ulaşımlar yürüyerek kolaylıkla sağlanabilmektedir.
Side’de gezilecek tarihi yerler arasında bulunan antik kent, Pamfilya bölgesinin önemli noktalarından olan yarımada üzerine kurulmuştur. M.Ö. 8. yüzyılda inşa edilen kent içerisinde ziyaret edilebilecek pek çok tarihi yapı bulunmaktadır. Antik kent çevresinde görülebilecek yapılar arasında surlar, şehir kapısı, agora, antik tiyatro, hamam, evler, tapınaklar, bazilika, Apollon Tapınağı, Athena Tapınağı gibi önemli eserler yer almaktadır. Side tarihini yakından incelemek isteyenler için oldukça ideal bir nokta olan antik kentteki antik tiyatro, bölgenin en çok ziyaret edilen yapılarındandır.
Side Antik Kenti’ne girişler ücretsizdir.

Side Müzesi
Side’nin tarihine yönelik birçok eserin sergilendiği Side Müzesi, ilçe merkezine yakın bir konumda, yarımada sınırları içerisindedir. Müzeye ulaşımlar yürüyerek rahatlıkla sağlanabilmektedir. Bölgede yer alan Romalılar tarafından inşa edilmiş Antik Agora Hamamı’nın restorasyon çalışması sonucunda müzeye çevrilmesi ile ziyarete açılan Side Müzesi’nde, bölgede hakimiyet kurmuş birçok uygarlığa ait eser ve yapılar bulunmaktadır. 1960 yılında ziyaretçi kabul etmeye başlayan müze içerisinde Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait kabartmalar, yazıtlar, lahitler, sütun başlıkları ve sunaklar görülebilmektedir. Bölgede 1947 ile 1967 yılında yapılmış olan geniş arkeoloji çalışmaları sonucunda gün yüzüne çıkarılan buluntuların büyük bir kısmı da bu müze içerisinde sergilenmektedir.
Müze Kart geçerlidir

Apollon Tapınağı
Side yarımadasının burun kısmında yer alan Apollon Tapınağı, belde merkezine yaklaşık 2 kilometre uzaklıktadır. Tapınağa ulaşımlar şehir içi minibüsler ile yapılabildiği gibi yürüyerek de gerçekleştirilebilmektedir. M.S. 150 yıllarında inşa edilmiş olan yapı, 1990 senesinde küçük bir restorasyon çalışması geçirerek günümüzdeki halini almıştır.
Apollon Tapınağına girişler ücretsizdir

Aspendos Tiyatrosu
Aspendos’un en önemli yapısı tiyatrosudur. Aspendos, sadece Anadolu’nun değil tüm Akdeniz dünyasının en iyi korunagelmiş Roma Dönemi tiyatrosuna sahip olmasıyla ünlüdür. Şehir, bölgenin en büyük nehirlerinden Köprüçay (Antik Eurymedon) yakınlarındaki tepe düzlüğünde kurulmuştur. Akdeniz ile ulaşımını ve gelişmesini yakınındaki nehre ve dolayısıyla çevresindeki bereketli topraklara borçlu olan Aspendos’ta bugün çoğunlukla tiyatro ve suyolları ziyaret edilir. Şehre ait diğer yapıların kalıntıları ise tiyatronun yaslandığı tepenin düzlüğünde yer alır. Bu tiyatro Anadolu’daki Roma tiyatrolarının günümüze sahnesi ile ulaşabilen en eski ve sağlam bir örneğidir. Mimarı Aspendos’lu Theodorus‘un oğlu Zenon’dur. Antonius Pius zamanında yapımına başlanmış Marcus Aurelius zamanında tamamlanmıştır (138-164). Tiyatro, kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuştur.

Antik Tiyatrosu’nun küçük bir öyküsü var. Aspendos kralının bir zamanlar herkesin evlenmek istediği çok güzel bir kızı vardır. Kral kızını kime vereceğini bilemediği için halka, “Kim halkımız, kentimiz için en yararlı şeyi yaparsa kızımı ona vereceğim” diye duyurur. Bunun üzerine iki ikiz kardeş iki büyük yapı yaparlar. Biri kente çok uzaklardan, karmaşık yolları birçok zorluğu geçerek, su getiren su kemerleri; öteki ortasında yere metal para atıldığında üst sıralardan bile sesinin duyulduğu dünyanın akustik olarak en iyi tiyatrosudur. Kral su kemerlerini gördükten sonra kızını su kemerlerini yapana vermek ister. Bunun üzerine tiyatronun mimarı Zenon krala bir oyun oynar. Kral tiyatronun üst sıralarında gezerken bir fısıltı duyar: “Kral kızını bana vermeli.” Akustiğe hayran kalan kral kızını büyük bir kılıçla ikiye ayırır ve kardeşlere verir.

Nasıl gidilir : Serik’ten dolmuşlarla Aspendos’a ulaşılabilir.
Side de gezilmesi gereken daha o kadar çok şey var ki! Eğer ki siz de bu yakınlardaysanız bu geziyi kaçırmayın çünkü asla pişman olamayacaksınız, ben buraya daha önce nasıl gelmedim? Diyeceksiniz.
Bu mükemmel geziyi yapmaya karar verdiyseniz hemen www.onedayaction.com. Adresinden yerinizi ayırtabilirsiniz. Rezervasyon işlemleri için buraya tıklayınız